Doğumdan Sonra Neden Cinsel İlişki İstemiyorsunuz?
Doğumdan sonra libidonun geri kazanılması
İstatistiklere göre, birçok çift bebek doğduktan sonraki ilk yıl boşanmaktadır, ya da boşanmasalar bile birbirleriyle olan ilişkilerinde zorluklar yaşamaktadırlar. Görünürde, bebek sahibi olmak sınırsız mutluluk ve sevinç getirerek evliliği güçlendirmelidir, fakat durum her zaman böyle değildir. Kadın neredeyse bütünüyle çocuğa ait hale gelir, tüm boş zamanını ona harcar ve kocayı ikinci plana iterken, eşinin cinsel ihtiyaçlarını da görmezden gelir. Bilinir ki, cinsel yakınlığın yokluğu, örneğin aldatma kadar aileye zarar verir. Bu yüzden, kadının doğumdan sonra cinsel yaşama ilgisini neden kaybettiğini ve bu durumla nasıl başa çıkılacağını belirlemek gereklidir.
Doğumdan sonra cinsellik istememenin sebepleri:
Yeni yaşam temposu. Kadın doğumdan sonra yorgun düşer, iyileşmek için biraz zamana ihtiyacı vardır, bunun üzerine çocuk bakımı, gece uyanmaları ve beslenme de eklenir. Ev işleri de hiç kimse tarafından yapılmaz. Bu durumdan dolayı sürekli yorgunluk ve uyku eksikliği yaşanır. Vücut yatay bir pozisyon aldığında, yeni anne hemen uyur.
Kompleksler. Hamilelik sırasında fazla kilo alınmışsa, çatlaklar oluşmuşsa ve daha belirgin hale gelmiş sellülit varsa, hamile olan kişi bunlara bebek bekleyişinin heyecanıyla fazla dikkat etmeyebilir, ancak doğumdan sonra bu durum kar üzerine yağan kar gibi üzerine çöker. Çünkü doğumdan sonra güzel, fit, enerjik ve sıkı bir anne olmak istenir.
Duygusal Tükenmişlik. Bazı anneler doğum sonrası depresyon yaşar. Kadın, beslenme, bez değiştirme, giyinme, banyo gibi monoton gri günlerden sıkılabilir. Burada güzel bir ruh halinden ve eşle yakın olmaya hazır olmaktan söz etmek mümkün değildir.
Yeniden hamile kalma korkusu. Birçok anne, bilinçaltında yeni bir hamilelikten korkar, bu yüzden kocasını yakınlarına yaklaştırmazlar.
Zayıf pelvik taban kasları nedeniyle orgazm eksikliği. Doğum sonrasında birçok kadın, orgazm hissetmediğini ve cinselliğin artık onlara zevk vermediğini belirtiyor. Bu durum, pelvik taban kaslarının zayıflığı ile ilgilidir ve bu sadece doğum sırasında değil, gebelik döneminde ve hatta öncesinde de gerçekleşebilir. Buna hareketsiz yaşam tarzı, fiziksel aktivite eksikliği ve basit bir tembellik sebep olur. Tembellik kendine özen göstermemek. Pelvik taban kaslarının zayıf olması, doğal doğum yapan kadınlara özgü bir durum değildir. Bu doğru değil. Sezaryenle doğum yapan anneler de bu kasların zayıflığı sorunuyla karşılaşırlar.
Vücut tükenmesi. Yanlış beslenme, “koşuşturma hâlinde” atıştırmalar doğum sonrasındaki tükenmeyi daha da kötüleştirir. Demir, kalsiyum ve diğer mikroelementlerin eksikliği, doğum yapmış kadınlar için alışıldık bir durumdur.
Zorlu doğumlar. Bir kaşık dolusu tuz nispetini kesik ve doğum sırasında meydana gelen perineal yırtıklar da ekleyebilir. Hatta doğum sonrası sadece dış değil, iç dikişlerin de atılması gerekebilir. Bu durumda seks bir süre rahatsızlık verebilir.
Hormonal denge. Libido (cinsel yakınlık isteği) hormonlar tarafından da azaltılabilir. Kadın vücudunda süt üretimi için prolaktin hormonu salgılanır. Bu hormon yumurtalıkların işlevini bastırır. Östrojen seviyesi düşer ve oksitosin seviyesi yükselir. Tüm bunlar da libidoyu azaltır ve vajinal kuruluğun nedeni olabilir.
Nedenlerin çok olabileceği anlaşılabilir, ancak sorunu çözmek mümkündür ve hatta gereklidir. Eşlerin normal cinsel yaşamı ilişkilere sadece fayda sağlayacak ve aileyi güçlendirecektir.
Doğumdan sonra kadınlarda libido nasıl geri kazanılır?
Doğumdan sonra libido geri kazanımı için birkaç önemli tavsiye bulunmaktadır:
Öncelikle, sessiz kalmamak gerekir. Birçok kadın, sorunları hakkında konuşmaya çekinir, hoşlarına gitmeyen, rahatsız eden, acı veren ya da hiçbir şey hissetmedikleri durumlardan bahsetmezler. Seksten kaçınmak yanlış bir karardır. Sorunları sessizce yaşamak da çözüm değildir. Yüzünde asık bir ifadeyle eşi görevini yapmaya çalışmak durumu değiştirmez. Eşinizle açıkça konuşmalısınız.
İkincisi, yoga ve Kegel egzersizleri iç kasların güçlendirilmesi için vazgeçilmezdir. Yoga, pelvik taban kaslarının çalışmasına büyük önem verir ve nerede olduklarını anlamayı ve pratik sırasında bunları devreye sokmayı öğretir, bu da daha sonra günlük yaşama taşınır. Kegel egzersizleri, ürogenital sistem sağlığının korunması ve partnerinizle yataktaki yeni hisler için bir çeşit egzersizdir. Pelvik taban kaslarının sağlığı, bir kadını “dişi” olarak sağlıklı kılar. Pelvik taban kaslarını güçlendirmenin yanı sıra yoga, bedeni de genel olarak güçlendirir. Güzel, formda bir vücut kendine güveni artıracak ve özsaygınızı yükseltecektir.
Üçüncüsü, tam dengeli beslenme. Beslenme dengeli ve çeşitli olmalıdır. Zararlı atıştırmalıklar ve koruyucu madde içeren gıdalardan kaçınılmalıdır. Bunun yerine, daha fazla meyve ve sebze tüketilmeli ve su içme alışkanlığına dikkat edilmelidir (bu, vajinal kuruluk sorununu çözecektir).
Dördüncüsü, yeni bir gebelik korkusunu ortadan kaldırmak için en uygun doğum kontrol yöntemini seçmek üzere bir jinekoloğa gitmek gerekir.
Beşincisi, bazen yardım istemek mümkündür. Eşiniz sorumluluklarınızın bir kısmını üstlenebilir. Büyükanne ve büyükbaba haftada en az bir kez bebekle yürüyüşe çıkabilir, bu sırada anne kendine vakit ayırabilir ya da biraz uyuyabilir. Aile üyelerini dahil etme şansınız yoksa bir dadı tutabilirsiniz.
Doğum sonrası kurtarma kursu pelvis taban kasları ve genel beden tonunu geri kazanmaya yardımcı olur. Uzmanlar fazla kiloları vermenize, kendinize güveninizi kazanmanıza, bebek uykusunu ve anne sütünü ayarlamanıza yardımcı olur (annenin tam anlamıyla dinlenmesi için), bir psikologla çalışmak ise cinsel yaşamınızdaki sorunları ve engelleri çözmenize yardımcı olur.