Bebek cinsiyetini kalp atışı ile belirlemek hala tıpta kullanılmakta ve yeterince destekçisi bulunmaktadır. Bugün, anne karnındaki bebeğin cinsiyetini yüksek doğrulukla belirleyen modern yöntemler mevcut olsa da, tıbbın modern düzeyinde kadının kalp atışı ile cinsiyet belirleme konusunda kafa yormasına gerek kalmıyor. Çünkü bazen 12 haftalıkken bile
Ultrasonografi bu soruya kapsamlı bir yanıt verebilir. Ancak, bazen sabırsız ebeveynler, kaderin onlara erkek mi yoksa kız mı vereceğini öğrenmek için bekleyemezler. Ya da bebek sanki bilerek cihazın sönsörüne sırtını döner. İşte bu tür durumlarda bebeğin cinsiyetini kalp atışına göre belirlemeye başvurulur.
Öncelikle, gelişen bir bebek için 10 haftaya kadar embriyo, bu süreden sonra ise fetüs terimlerinin kullanıldığını belirtmek önemlidir. Embriyo, gebeliğin 5. haftasında fetal kese içerisinde belirdiğinde kalp atışı da başlar. Gebeliğin 5. haftasında, fetal kesenin boyutu 10,0 mm olduğunda, embriyonun boyutu yaklaşık 1,7 mm’ye ulaşır. Bu büyüklükte bir embriyonun kalp atışları görsel olarak tespit edilebilir. Doktor tarafından hazırlanan raporda, embriyonun kalp atışının varlığını belirtmek üzere “+” (artı) işareti konulur.
Gebeliğin 6. haftasından itibaren embriyonun kalp atışları gözlemlenebilir ve kalp atış hızı ölçülebilir. Genellikle dakikada atışların ritmi ve sıklığı değerlendirilir. Gebeliğin 6. ile 10. haftaları arasında normal kalp atış hızı dakikada 110-150 atış olarak kabul edilirken, 10. haftadan sonra bu hız 160-170 atış olarak normal kabul edilir.
Erkeklerin ve kadınların kardiyolojik parametrelerinde, fetüsün kalp atış hızına göre cinsiyetin belirlenmesinde kullanılan belirli bir fark vardır:
Bebeğin cinsiyeti kalp atışına göre belirlenirken, gelecekteki bebeğin kalp kasılmalarıyla ilgili başka faktörler de dikkate alınır. Gözlemler ve istatistikler yüksek bir ihtimalle, belirli bir kadının doğuracağı çocuğu tespit etmeye olanak sağladığını düşünüyor:
Bebek cinsiyetini kalp atış hızı ile belirlemeye çalışmak için gebelik haftasına bağlı olarak dakikada atımlar cinsinden mevcut kalp atış normlarını bilmek gerekir. Belirli bir süreye kadar, daha doğrusu 9. haftaya kadar, embriyonun nabzının kademeli olarak hızlandığı belirlenmiştir. Gebelik bu süreye ulaştıktan sonra, gelecekteki çocuğun nabzı yavaşça düşer ve ikinci ve üçüncü trimesterde yaklaşık olarak bir seviyede kalır.
Fetal kalp atış hızı (dakikada atım) ile gebelik süresi (hafta) arasındaki ilişki şu şekildedir:
İkinci trimesterde fetal kalp atış hızı dakikada 140–160 seviyesine ulaşır ve üçüncü trimesterin sonuna kadar korunur.
Bebeğin cinsiyetini kalp atışıyla doğru tahmin etmek için birkaç yöntemin birleştirilmesi doktorlara yardımcı olabilir. Nabzı belirlemek için farklı yöntemler kullanılabilir. Örneğin,
steteskop ile – 20 haftadan sonra manuel olarak. Bunun için doktorun keskin bir işitme duyusuna ve belirli bir deneyime sahip olması gerekir. Ayrıca, normal bir ultrason sırasında kalp atışını erken dönemlerde bile duymak mümkündür.
Fetal kalp atışını doppler ile belirlemek cinsiyeti saptamada yardımcı olabilir. Bu cihaz genellikle 15. haftadan sonra kullanılmakta olup, mini bir ultrason cihazıdır. Fetusun kalp atışını iyi bir şekilde dinlemenize olanak sağlayacak olup, aynı zamanda göbek kordonu damarlarının durumunu değerlendirir. Tanımlama, üçüncü trimesterde kardiotokografi cihazı ile de mümkündür. Prosedür sadece fetüsün kalp atışını değil, aynı zamanda motor aktivitesini, rahim kasılma sıklığını ve bunlara olan bebeğin tepkisini de değerlendirir.
Gelecekteki çocuğunun cinsiyetini belirlemek isteyen ancak diğer yöntemlerden kaçınan kadınlar, bu yöntemi vücut için zararsız ve zamana dayanıklı olduğu için tercih ediyorlar. Ancak kalp atış hızına göre bebeğin cinsiyetini belirleme yöntemi, resmi tıp temsilcileri tarafından güvenilmez olarak görülüyor ve sonuca etki eden birçok faktöre bağlı olduğu için eleştiriliyor.
Bu yöntem, gebelik sırasında bebeğin kalp atışına göre cinsiyeti belirlemeye çalışan ve sonuçları daha sonra yanlış olduğu ortaya çıkan kadınlar tarafından da eleştirilmektedir. Bu eleştiriler kısmen geçerlidir çünkü tıbbi bilim, annenin rahmindeki çocuğun kalp atış özelliklerinin birçok faktöre bağlı olduğunu iddia ediyor. Bu nedenle, tamamen kesin olarak kalp atışı ile bebeğin cinsiyetini belirlemek oldukça zor.
Anne karnındaki bebeğin kalp çalışmasının özellikleri, çocuğun kalp atışlarına göre cinsiyetini belirlemenin doğruluğuna birçok faktör etkiler. Bunlardan biri, gebelik süresidir. Gebeliğin farklı aşamalarında bebeğin kalbi farklı şekillerde atar.
Böylece, gebeliğin ilk haftalarında hem kız hem de erkek çocukların kalbi sakin, yavaş ve ritmik olarak atar. Dakikadaki atış sayısı 100’ü geçmez. 18. haftadan itibaren, erkek çocukların kalp atış hızı dakikada 150’ye, kız çocuklarınki dakikada 140’a çıkar. Bunun dışında, bebeğin kalp atışlarına göre cinsiyetini belirlemeye etki eden faktörler şunlardır:
Modern tıp, bebeğin cinsiyetinin kalp atışı ile belirlenmesine büyük şüpheyle bakmakta, bu yöntemi son derece güvenilmez bulmakta ve bu şekilde elde edilen pozitif sonuçları basit bir tesadüf olarak görmektedir. Kalp atışı ile bebeğin cinsiyetini belirleyen yöntemden farklı olarak, ultrason gibi yöntemler, bebeğin kalp atışını gerçekten güvenilir bir şekilde elde etmeyi ve bebeğin cinsiyetini belirlemeyi sağlar. Bu yöntem nadiren hatalı sonuçlar verir ve hata payı %3 kadar düşüktür.
Bebeğin cinsiyetini kalp atış hızına göre belirleme girişimlerinden farklı olarak ve yüksek hassasiyetli ultrasonla birlikte, gelecekteki çocuğun cinsiyetini yüzde yüz doğru bir şekilde belirlemek için, doktor tarafından belirli göstergelere göre önerilen invaziv bir teşhis yapılabilir. Plasentadan hücre örneği alınarak yapılan koryon biyopsisi ve amniyotik sıvı analizi, sadece çocuğun cinsiyetine bağlı ağır hastalık riski olduğu durumlarda gerçekleştirilir.
Hamileliğin başlamasıyla birlikte vücutta meydana gelen köklü değişiklikler, her zaman olumlu olmayan, görünüşte değişikliklere neden…
Dünyayı ikinci yıldır pençesinde tutan koronavirüs pandemisi, yeni doğan bir bebeği emzirmenin doğal sürecini dahi…
Bütün nüfus kategorileri, özellikle hamile ve emziren anneler, koronavirüs enfeksiyonuna karşı çok ciddi bir tehlike…
Yeni anne olmuş hemen hemen tüm kadınlar, bebeğini emzirirken ortaya çıkan ağrı sorunuyla karşılaşmıştır. Bu…
Hamilelik süresince doğum ve emzirmeye uzun hazırlıklara rağmen, bu beceriyi genç bir anne ancak kendi…
Pek çok anne, doğum izninde uzun süre kalmak istemez ve işe daha hızlı dönmek isterken,…